Gözlerini kapadı, kirpiklerinin birbirine değişini dahi hissedecek kadar açıktı algıları. Sonra esen hafif rüzgârı yumruk yaptığı ellerinde hissetti. Ardından bir rüzgâr daha esti, bu kez saçlarında hissetti. Saçları… Son gittiği berberi hatırladı birden. Saçına değen rüzgâr, onu berberine kadar sürüklemişti. Ensesini ne kadar kötü kestiğini hatırladı adamın. En kalitesiz berberin bile yapmayacağı bir acemilikle… Hayatının bu anlarında o adamı hatırlayacağını hiç düşünmemişti. Gözleri hâlâ kapalıyken son bir şeyi daha kalmıştı yapacak. Şimdi üzerinde durduğu binanın önündeki caddede olabilecekleri hayal etti . İşe yetişmek için hızlı hızlı yürüyen takım elbiseli adamı, sevgilisiyle buluşmak için bekleyen genç kızı, okula gitmek için bineceği otobüsün kartını ceplerinde bulamayan öğrencinin telaşını, gece boyu çalışacak olmanın verdiği bıkkınlıkla henüz uyanmış gözlerini ovuşturarak arabasını süren nohut-pilavcıyı, biraz önce ilk mülakatından çıkmış olmanın gururuyla yürüyen...
Burada çözümsüz hiçbir problemden bahsedilmez