Bir kadına ikinci kez baktıran nedir?
Bir çiçeği ikinci kez koklatan… ?
Güzellik duygusu…
Fakat biz bu güzelliği sahip olma duygumuzla kirletir miyiz?
Bir çiçeği koparmak yahut bir kadına ilan-ı aşk etmekle onu lekelemiş mi oluruz?
Belki evet…
Fakat biz bu şekilde lekelemesek ayın bir günü, günün bir saati bu iki güzellik de bir şekilde kirlenecek midir?
Muhakkak…
Demek ki kirleneceğini bile bile bu güzellik duygusunu vuslata dönüştürme isteğinin içimizde bir yerlerde uyanması ve karşı konulamaz bir şekilde usul usul yanmasının bir açıklaması olmalı.
Bunun tek açıklaması; bu mukadderatın en azından bildiğimiz, nispeten yönetebildiğimiz, bizden bir parça ile yaşanmasının verdiği huzurdur.
Biz aslında bu huzura talibizdir.
İçimizdeki aşkın muhattabı bu huzurdur.
Aslında bu huzurun yaşanacağı zamandır.
Bu açıdan, “aslında insan, zamana aşıktır” diyebilir miyiz?
İnsan zamana aşıktır.
Bu kadar soyut ve tutamadığımız için adeta delirdiğimiz bu “şey”in bir anda cisimlenivermesi bizi öyle bir dehşete sürükler ki bir anda kalbimiz çarpar, gözlerimiz ateşlenir, ellerimiz dolaşır birbirine ve işte bu anda itiraf ediveririz aşkımızı.
Ama itirafın içinde de itiraf vardır.
“Ben sana aşığım” demek, aslında “ben senin bundan sonraki her zamanına tanık olmak, elimle tutamadığım bu ‘şey’i seninle anlamlı kılmak, seninle geçirmek, seninle işlemek istiyorum” demekten başka bir şey değildir.
Zaman bir yoldur; bulutların arasında, incecik uzayıp giden, itinayla yürünmesi gereken bir yol…
Sırat-ı müstakim…
Ayrılıkların da acısı bu yüzdendir esasen.
Yürünen zamanın bıraktığı izlerin boşuna olup olmadığının bilinmezliği bir yandan, bundan sonraki mesafenin bilinmezliği bir yandan yaralar insanı.
Gönülle yürünen bu yolun gönülde bıraktığı en korkunç iz bilinmezliktir ve bir kâğıt kesiği gibi ince ince ve durmaksızın sızlatır.
Bir yandan da severiz bu sızıyı.
Bazılarımız şiir yazar, bazılarımız roman, hikaye, şarkı söyler bazılarımız, taş yontar, ilim öğrenir…
Bazılarımızsa, elinden hiçbir şey gelmeyenler mesela, bulutlu gözlerle bakakalır aşkın ardından…
Yorumlar
Yorum Gönder