Bir Çin bedduası var: “Garip zamanlarda yaşayasın” der.
Öyle garip zamanlarda yaşıyoruz ki, bugün ak dediğimize yarın kara derken yüzümüz en ufak bir grileşme bile göstermiyor.
Artık net bir duruşumuz yok. Genel geçer kaidelerimiz… İstisnalar denizinde kaidelerimiz unutuldu.
Kim olduğumuz belli değil artık. Kendimizi tanımıyor, tanımlayamıyoruz.
Yüzyıllar geçtikçe insanın anlam arayışı da artmalıydı idealde. Ama bugün kimse kim olduğunu bilmiyor.
Basit kumaşlar, boyalı demir yığınları ya da kullanışlı yazılımların bizi tanımayabileceği yönündeki yanılgımız bunlara sahip olduğumuz anda yerini uçsuz bucaksız bir anlam çölüne bırakıyor.
Yine de yalanlar söylemekten çekinmiyor, en iyi arabaya biniyoruz diye o arabanın sahibine yakışır davranmaya çalışıyoruz.
Henüz kendimizi tanımlayamamışken birilerinin, elalemin, dost zannettiklerimizin bizi tanımlamalarını istiyoruz.
Maskelerimizdeki boyanın adı: samimiyet. Tebessüm, değerini yitirdi bu dünyada. Kaz ayaksız tebessümün ne kadar yalan olduğunu anlatan ne çok psikolog var ortalıkta. Artık inanmak bile yasak insanlara. “Sakın kanmayın, tebessümler sahte!”
Zengin miyiz, fakir miyiz?Yoksa varyemez mi olduk günübirlik? Tatil için çalışır, çalışmak için tatil yaparız.Dışarıya merhametli, kendimize gaddar olduk. Özşefkati anlatan ne çok psikolog var.
İnsanları sevmek zorundayız, kadınlar hariç. Aslana herkes öykünür ama kedilerin ayakları kesiliyor. Kurda aşığız, köpeğimiz zehirli. Gücümüz yetenin avradına, yetmeyenin anasını söveriz.
Allah’ın selamının versiyonları var: İşimiz düşünce alır işimiz düşmeyenin selamını alınmayız bile.
Tweet’lerimizde bonkörüz, “adam, aldırma da geç git!” diyemiyoruz, yetişemediğimiz yerde “@ahbap” etiketini çakıp geçiyoruz.Vicdan bir ateş, belki söner diye umduğumuz.
Ama Fatih’te, Çemberlitaş’ta para ile güzelliğin arasında donan İbrahim’i görmüyoruz.
Öldü ibrahim. Kaybettik şu dünyada bir İbrahim’i. Bu dünyadan bir İbrahim geçti buz gibi yakarak.
Allah İbrahim’i bu kez ateşle değil soğukla imtihan etti… Ve yanına aldığına göre bu imtihanın kaybedeni o olmadı.
Peki ya bu soğuk imtihanın kaybedeni kim?
Kim kaybetti İbrahim’in imtihanını?
Karıncalar…
Evet o hain, iki yüzlü, alçak karıncalar kaybetti.
Allah, karıncadan soracak bugün hesabı…
Ve karıncayı anlatanlardan…
“Su taşırmış karınca, İbrahim’in ateşine” diye ağlayıp ağlatanlardan, uçamazken uçuranlardan sorulacak bu imtihanın hesabı.
İbrahim’e nar da bir, nur da bir…
İbrahim’e ateş de bir, buz da bir…
İbrahim’e Yâr’in her yüzü gül.
İmtihan, karıncanın imtihanıydı.O karınca kazandı bu karınca kaybetti.
Titre, silkin, gözlerini aç ve kendine gel ey karınca milleti!
Rab, yakmadığı İbrahim’i donduruyorsa halâ nerede ibret arıyorsun?
Fotoğraf: https://www.iha.com.tr/istanbul-haberleri/fatihte-bir-kisi-kaldirimda-donarak-oldu-2492678/
Yorumlar
Yorum Gönder