Hukuk fakülteleri hiç olmadığı kadar revaçta bugün.
Neden?
Çünkü hukukçuya ihtiyacımız var.
Hukukçuya ihtiyaç biter mi hiç?
İnsan var olduğu sürece hukuk da hukuka ihtiyaç da olacak elbet.
Ama nasıl bir hukuk?
Elbette adil bir hukuk.
Adil hukuk için adil insan lazım. Adil insan için adil bir aile lazım.
Eşit değil, adil!
Hayır, hukukçu yetiştiren hukuk fakülteleri değil, hukukçu yetiştiren ilkokullardır.
Bir tane öğrencisi bile hukuk okumayacak olan öğretmen de bir hukukçu annesi, bir hukukçu babası, bir hukukçu abisi, ablası yetiştiriyordur.
Bu, göz ardı ettiğimiz gerçek.
Böyle bir düzen ve düzlemde şikayet etmeye hakkımız var mı?
Hukuk yok diye feveran etmeye yüzümüz var mı?
İlk taşı günahsıza attırmak istesek ne kadar beklememiz gerekir sizce?
50 yıl mı?
Daha mı fazla?
İğneyi kendimize batırdık. Şimdi sıra ‘‘başkası’’nda.
İnsan belli bir yaşa kadar etkiye açıktır. Aslanlar tarafından yenen bir antilop yavrusunu suçlayamazsınız. Ama bir süre sonra artık doğru da yanlış da çoğu zaman nettir.
Grinin de tonları var…
İşte şimdi hukukçuları konuşmanın vakti…
Hukukçu nasıl olmalı?
Her birimizin cevabı nasıl da ideolojik…
Oysa ki Allah kuralı net koymuş:anan baban da olsa adil olacaksın, yalancı şahitlik yapmayacaksın.
Hukukçu; adil olmalı, kaya gibi dimdik durmalı, minare gibi yürümeli, alnı açık olmalı, başı dik olmalı, olabilmeli.
Hukukçu kimseye ‘‘eyvallah’’ı olmayandır, kimseye ‘‘efendi’’ demeyendir, kimseye haksızlık etmeyen, kimseye hakkını yedirmeyen, kimseye efendilik yapmayandır.
Hukukçu, hakkı isteyen değil koruyandır, talep etmez alır, yol bulmaz yol açar.
Akademi koridorlarındaki hukukçular; hak yemezler, iltimas nedir bilmez, dimdik yürürler ve şefkatleri gözlerinde parlar.
Talep edene saygı duyar ama kimseye saygıdan eğilmezler, not vermek için öğretmez öğretmek için not verirler.
Öğretirler; hak yememeyi, zulmetmemeyi, sahtekarlık yapmamayı, yan çizmemeyi, doğrunun tek olduğunu.
Hukukçuların bileği bükülmez, abidedir onlar, adalet abidesi…
Kaypaklığı bilmeyen, kayganlığa tenezzül etmeyendir hukukçular.
Mazluma güven, zalime korkudur onlar, ateşleri gözlerinde parlar.
Hukukçulara, hukukçu olabilenlere ve olmak isteyenlere selam olsun!
Bu dünyada adil kalabilen yiğitlere selam olsun!
Adil insan yetiştirmeye çabalayanlara selam olsun!
Kimseye yüreğini ve bileğini satmadan onuruyla yaşayanlara selam olsun!
Şehit Savcı Mehmet Selim KİRAZ’ın ruhu şad olsun!
Son not:Yüreğini, bileğini, sözünü satmadan, ulusunu her şeyden üstün tutarak dimdik yürüyen avukatların 5 Nisan Avukatlar Günü kutlu olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder